24 Kasım 2014 Pazartesi

DUVAR




   Kim olduğumu soranlar oluyor; işte burda başlıyor kafam karışmaya. -Cidden kim olduğumu mu merak ediyorlar acaba ?- diye merak ediyorum. Ne yapacaklar ki kim olduğumu ? Varoluş sınırları için bir deneme... Ne lazım onlara, neyleri eksik ? Evet evet, 'ne' lazım; 'kim' değil. 'Kim' kelimesi bir öznelik gerektirir, oysa dünyada sadece bir tane 'ben' var. O yüzden bırakalım benim kim olduğumu, o çünkü bir tek 'bana' lazım.

   Neler olmadım ki bugüne kadar ? Bir babanın soyu, bir ananın vefat eden kardeşi, bir kadının kocasına duyduğu öfke, bir antrenörün egosu, bir kızın içinde artan, kullanamadığı sevgisi, okulda sıradan bir çocuğun evde korktuğu babası, bir minibüs şöförünün sevmediği burjuva komşusu, bir ergenin aynası ve daha sınırsız 'şey'... Hangi tecrübesiyim ben onların, hangi 'sosyal değer' im ?

   Bir enkazdır 'ben', çocukluktan kalan bir enkaz... Her insan edimi bir hatıranın imgesi, bir travması; her 'güzellik', bir eksiklik... O küçük ellerimizle dikemediğimiz binamızı, tamamen bilinçsizce dikmeye başlarlar. Ah, farkında değillerdir ki; sadece kendi binalarından sorumlu olduklarını zannederler. Olur olmadık yerlere tuğlalar koyar; hoşuna giden yerleri sağlamlaştırır, hoşuna gitmeyenleri öylece bırakırlar. Ve 'SEN' ! Evet 'BANA' diyorum, binanı yapanın ben olmadığımı anladığım anda ancak 'BEN' olabilirim. Ve ben biliyorum, beni gören her insanın binasından sorumlu olduğumu biliyorum. Bunu bilmeyeni nasıl sorumlu tutabilirim ?

   Başkasının çürük bir kolonu, en büyük ego ilacıdır bilmeyenin. 'O' nun çürük kolonuna kat çıktıkça çıkarlar, bu kadar malzemeyi de çürük temellerinden getirirler; kendilerinin atmadığı çürük temellerinden. Evet, ancak bunu bilen bir insan hem kendi binasından, hem de başkalarının binasından sorumlu olabilir; bu sorumluluğun farkında varanın temeli çürükse, yıkım kaçınılmaz, çok ağır bu yük. 'Ben' olmanın, özgür olmanın bedeli, her an aşmaktır nihilizmi. Hoşçakalın, müteahhitler...



John Lennon - Working Class Hero