23 Haziran 2014 Pazartesi

Into the Wild - 2007


Film Süresi : 148 dk.
Film Türü : Biyografi,Drama

     Film 1968-1992 yılları arasında yaşayan Christopher McCandless'ın hayat hikayesidir. 1996'da John Krakauer tarafından 'Into the Wild' adıyla kitaplaştırılan McCandless'in yaşamı 2007 yılında Sean Penn tarafından çekildi. Christopher McCandless'ı 'Milk' (2008) filminden de tanıdığımız Emile Hirch Canlandırdı.

  Mayıs 1990'da tarih ve antropoloji bölümünden mezun olan Chris'e yüksek lisans eğitimi için 25.000 dolar verilir.Çoğumuzun aksine Chris henüz 22 yaşındayken içinde yaşadığı toplumun kirlenmiş ve doğallıktan uzak olduğunu anlar ve uzun zamandır sahip olduğu düşüncelirini eyleme dönüştürmeye karar verir. Sahip olduğu 25.000 doları bağışlayarak evinden ayrılan Chris kendisine Alexander Supertramp adını verir. Arkasında sadece bir mektup bırakarak uzun bir yolculuğa çıkan Chris arabasını bir doğal afette kaybederek yolculuğuna otostop çekerek devam eder. Gittiği yerlerde yeni insanlarla tanışarak hepsinin üstünde iz bırakan Chris'in son yolculuğu Alaska'ya olmuştur. Burada avlanarak hayatını sürdürmeye çalışır. Suyun yükselmesiyle nehirin diğer tarafında kalan Chris için hayat gitgide zorlaşmaya başlar ve etrafa yardım notları bırakır. En sonunda yaşamını yitiren Christopher McCandless'ın cansız bedeni 6 eylül 1992'de bulunduğunda 30 kg olarak tartılmıştır.

Kişisel


  Öncelikle hayatı maddi şeylere sahip olma çabasıyla geçiren 'önyargısız' insanlara şok etkisi yaratabilicek ve 'ne yapıyorum ulan ben' dedirtebilecek bir film. Tabii bu tarz ve aynı zamanda önyargılı arkadaşlar için bu filmi izlemek hem zaman kaybı olur, hem de filme saygısızlık olur. Özellikle restoranın dışındayken Chris'in içeriye bakıp gördükleri ve hissettikleri beni çok etkiledi. Bu hikaye tam anlamıyla toplumumuzun bu denli bir güzelliğe adapte olamayıp onu bir mikrop gibi dışarı atışıdır. Ayrıca filmin soundtracklerine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Pearl Jam'in solisti Eddie Vedder filmin hikayesine yakışır güzellikte bir albüm yapmış şiddetle tavsiye ediyorum.




4 yorum:

  1. Sevgili İrfan, belki de geç kalmıştın 'filmler hakkında' böyle bir paylaşım sitesi açmak için. Geç olsun ama güç olmasın. Burada paylaşacağın filmler hakkındaki farklı görüş açılarını ve tavsiyelerini şiddet ile takip edeceğim. Fikir ve düşüncelerini en hür şekilde paylaşacağını bildiğim için, film rafımdaki eksikleri tamamlaman için seni bekliyorum . Kolay gelsin kardeşim, çok beğendim fakat devamının gelmesi lazım.

    YanıtlaSil
  2. filmi izleme isteği uyandıran bir yazı olmuş, izlenecekler listesine meraklıca ekledim ( yazar notu: fragman telefondan görünüyor)

    YanıtlaSil
  3. yavrum benim, blog yazilarina baslamak icin mukemmel bir basyapit secmissin. bundan sonrasini keyifle takip edecegim.

    filmi cok guzel yorumlamissin, bari ben de beni en cok etkileyen sahneyi yazayim suraya. belki daha once into the wild uzerine konustuysak bahsetmisimdir sana;
    supertramp' in vurdugu geyigin sinekler tarafindan istila edilmesinden sonra yasadigi pismanlik insanin oyle icine isler ki et yemekten sogursun. Ben bi sure yiyememistim :)

    bundan sonra yorumlayacagin filmler arasinda old boy, once, no one knows about the persian cats, this is england tadinda filmler olmasini dilerim. optum kardesim.

    YanıtlaSil
  4. kardeşim öncelikle gerçekten eline sağlık çok güzel bi iş yapmışsın..film canavarı olarak filmlerle ilgili bilgilerini aktarmak bizim için gerçekten şans olmuş..başlangıç filmlerin ve onlar hakkındaki açıklamaların çok iyi olmuş insanda izlemen lazım şu filmi lanet olası dercesine etki bırakıyo:=)
    Merakla takipteyim kardeşim

    YanıtlaSil