20 Şubat 2015 Cuma

SEVGİ ÜZERİNE






    Ne olduğumuzun bilincinde değiliz genelde, kendimize ne olduğumuzu sormayı bile bıraktık, çok büyük bir isimle tabulaştırdık onu. Bu soruyu sormayı bıraktık ama, cevabını almak için eylemeyi bırakmadık, bırakamayız... Çünkü biz, yaptıklarımızız, hiçbir şey yapmazsak yokuz, yok olma kaygısı ile yaşıyoruz. Nasıl varız ? Başka şeylerde, başkalarında varız; İrfan kim ? Sen söyle ! İrfan, benim elimden okudukların, benim ağzımdan duydukların, benim bedenimle yaptıklarım.

   Beni seviyor musun? Evet diyenler, size söylüyorum: Beni sevdiğini söylüyorsun, çünkü bendeki sen, sendeki sen gibi sen. Bende ne kadar büyük miktar sen oluşturduysan, benim yanımda o kadar mutlusun-kaygısızsın! Sen, bende sorunun cevabını alıyorsun. Ama gelelim probleme, bendeki seni sen oluşturmuş olabilirsin, ama o senin değil! 

   Hayır diyenler, size söyleyeceklerimi az çok tahmin ettiniz sanırım. Benden kaygı duyuyorsunuz, çünkü bende sen yok, sen benimleyken var değilsin. Serbestsin, bende istediğin gibi kendini oluşturabilirsin, korkma.. Ama ikinizden de bir isteğim var, beni sevmeyin ! Bendeki sen hala var korkma, onun yapısı da senin elinde, sen birşey yapmadığın müddetçe sen aynı kalacaksın ve benimle olduğunda aynı şeyleri hissedeceksin. Ama bu sevgi değil ! Sevgi, değiştirilerek mükemmelleştirilebilir ! 
   
   Bendeki istediğin sene sahip olmaktır sevgi ! Ben parçalarına sahip olmaya çalışmanın bedelini bilir misin ? Sevginin terslik katsayılarının farkında mısın ? Kıskançlık, öfke, kibir ! Öfke ancak başkalarından (ya da başka şeylerden) duyduğun kaygıyı inkar etme cesaretidir. Sevgi ve nefret el eledir; nefret en azından dürüsttür, sevgi ise melek yüzlü şeytan !! Sahip olma hiçbir şeye, zaten istesen de olamazsın ! Sen!  Ancak yaşarken ölürsen varsın !



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder