24 Mayıs 2015 Pazar

'Sıfır' İkiye Bölünür Mü?

Önsöz

   Bu yazıdaki konu, varlık ve hiçlik gibi iki muğlak kelimenin naçizane bir şekilde matematiksel olarak tasvir edilmesidir. Bilinmelidir ki, anlaşılmayan bir kelime olduğunda, o kelimenin ayrıştırılması yapılmalıdır. Matematiksel olarak sağlama kavramına işaret edilen bu ayrıştırma yapıldığında, o kavramın bende farklı bileşenlere sahip olduğu görülecektir. Bu belki sıkça olabilir, çünkü bu iki kavramın bileşenleri herkeste farklıdır. Zaten yazının da konusu bir nevi bu ayrıştırmanın aydınlığa götürdüğü yoldur. Umarım hoşunuza gider...

***

   1+1=2 'İki'yi bilirsiniz. Çok basit değil mi? Peki '2' nedir desem, bana ne cevap verirsiniz? En baştaki işlem ile mi tarif edersiniz? 2'yi bilmenin tek yolu iki tane biri toplamak mıdır? 6/3 de '2' değil midir? Söylenebilecek tek şey vardır: 2'yi elde etmek için sonsuz işlem vardır, ancak bir tane iki vardır. Her bir kavram tektir, ancak bir çok çeşidi vardır; her çeşidin de kendine ait bir yapısı vardır. Bu çeşitlerden biri için en basit örnek olarak 1+1'i kullanabiliriz. 1+1=2 midir? Her şeyden önce o '1+1'dir. 2'nin biçimi 1'den farklıyken nasıl olur da ikisini bir araya getirdiğimizde farklı bir biçim ortaya çıkar? Çünkü ona o biçimi veren biziz. Bir düşünce olmadan hiçbir şey birbirini imlemez. Peki ya düşünce nedir, onun da bir işlemi var mıdır? Çok az yakından bakalım.
   
   Bu basit matematiği dilde de kullanmıyor muyuz? Örneğin 'mutluluk' kavramının işlemi nedir? Veya 'nefret'? Herkes için farklı bir denklemi işaret etmez mi? İçinde milyonlarca duygunun işlemini barındırmaz mı? Sadece o anda mutluluğu hissederken aklınız daha önceki algılarınız arasından o işlemi tekrarlar. Siz mutluluğun sayılı çözümünü bilirken onun sayısız çözümü vardır. Çözümünüzün ayrıştırmasını yaptığınızda başka birinden farklı duygulanımları kullandığınızı görürsünüz. Ve onların hepsinin ayrı varlıkları vardır; hiçbiri kendisine yetmez, hepsi ayrıştırılabilir. Matematikte de kendisine yeten ancak bir rakam vardır: '0'. Bir tek işlem ile onu elde etmeye çalışabilirsiniz, o da bir sayıyı kendinden çıkararak. '0' (yazıyla sıfır) hiçliktir. Kendinizi kendinizden çıkardığınız anda yok olursunuz. Bahsedebileceğiniz bir şey kalmaz. Biz bu hiçliğe 'sıfır' diyor isek, biz bu hiçliği oldurmuşuzdur. Her işlemin sonucu bir tekliğe işaret eder, ve 'sıfır' hariç her varlık ayrıştırılabilir. Yani hiçbir varlık yoktur ki, tek bir işlemi olsun. Her varlık bir işlem gerektirir. Ayrıştırdığımızda elimize devirli bir sayı bırakan tek bir varlık vardır; o da düşünmektir. İşte düşünmek, bizatihi bu işlemdir. Her bir varlığın arasındaki ilintilemedir. 

   Burada vurgulanmak istenen şudur ki, her bir varlık bir işleme işaret eder ve bu işlemler farklılık gösterir. Sıfıra giden bir işlem hariç bütün işlemler sonsuza kadar yapılabilir ve sonunda hakiki (ayrıştırılamaz) bir sayıya ulaşamazsınız. Her işlem bilinemeyebilir, ancak işlemin işleyişinin 'FARKINDA' olunabilir. Maaleseftir ki mutluluk da kendine yeten bir varlık değildir, onun da bir işlemi vardır ve bir başkasıyla birlikte mutlu olmak için işlemlerin eşleşmesi, yeni bulunan işlemlerin de kendinde güncellenmesi gerekmektedir. Bir başkasıyla mutlu olmak, 'mutluluk' kavramının kendisini birlikte olmaktır. İki kişinin bir kavram altında ikamet etmesidir. Aynı işlemi yapmak, aynı İŞLEM OLMAKTIR. 

      Hiçbir varlık kendine yetemez! İki iş bir arada yapılıyorsa, o iş adı üstünde 'BİR' arada iştir. Olmak bir tekliğe işaret ederken, içinde ikililiği her zaman barındırır. Bizler eğer BİRey isek, birlikte varlıklar olarak bireyiz. Bizler düşünebiliyorsak, tek bir varlık olmadığımız için düşünebiliyoruz. Kavramdan kavrama atlarken (birini olduktan sonra bırakarak diğerine geçerken) birinde kalmadığımız için düşünebiliyoruz. Düşünce olarak bizler olmayanlarız, aynı zamanda da bildiklerimizin tümüyüz. Ego (yani ben) bildiklerimi sahiplenen kendi ise, kendi egomu düzenleyebilirim. Bahsedildiği üzere her şey gibi kendi de tek başına yetemez ve varolmak için (bir olabilmek için) sürekli bir şey ile birlikte olabilir. Kendi 'SIFIR' dır, ego ise 'BİR' olmak ister. Sürekli olarak olmayan, olmak ister. Sıfır, bire doğru atılır durur. Kendi, ancak kendine göre birdir. İki tane kendi de birbirlerine göre bir olabilir, yeter ki işlemler paylaşılsın...


Bir hiçlik gibi görünen kara delik, onun patlayışı ve gözümüzün yapısı belki yazı ile bağlantılıdır, kim bilir? Doğuştan bir taklit yeteneğine mi sahibiz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder